İnsan ve Kültür Üzerine - "Birlikte Gülmek"
- Nida Ayça Onur
- 15 Eyl
- 4 dakikada okunur

Birlikte Gülmek: Kurumlarda Neşenin Gücü
Senin üçlemen: Birlikte düşünmek, birlikte başarmak ve birlikte gülmek. Bugün gülmeyi konuşalım isterim Duygucum :) ‘Kahkaha’ kelimesini kurumsal hayata sokmayı başarmış nadir insanlardansın. İzmir Kahkaha Kulübü, binlerce seans… Bu hikâyede bizi en çok ne şaşırtmalı?
Bu hikâyede insanları en çok şaşırtması gereken şeyin, kahkahanın aslında ne kadar 'ciddi' bir iş olduğu sanırım. İnsanlar bir kahkaha yogası seansı dendiğinde, komik şakalar veya bir stand-up gösterisi bekliyor. Oysa karşılaştıkları şey, tıp doktoru olan Dr. Madan Kataria'nın geliştirdiği gibi, nefes egzersizleriyle koşulsuz kahkahayı birleştiren, tamamen fiziksel ve bilimsel temellere dayanan bir pratik oluyor.
En büyük sürpriz de burada başlıyor: Bedenimiz, bir sebebe bağlı "gerçek" kahkaha ile sadece bir egzersiz olarak attığımız "sahte" kahkahayı ayırt edemiyor ve her iki durumda da mutluluk hormonları olan endorfin ve serotonini salgılamaya başlıyor. Yani şu günlerde en çok ihtiyacımız olan şeylerden bahsediyoruz.

Hiyerarşiyi Eriten Güç: Kahkaha
En çarpıcı ve şaşırtıcı anlar ise, seansın başında kollarını kavuşturmuş, "Hadi bakalım, beni nasıl güldüreceksiniz?" diye meydan okuyan, en analitik, en duvar gibi duran bir yöneticinin, 15 dakika sonra gözlerinden yaşlar gelerek, çocuksu bir neşeyle kahkaha attığı anlardır.
O an anlıyorsunuz ki, kahkaha hiyerarşiyi anında eriten, statü zırhlarını bir anda yere indiren ve insanları en saf, en insani seviyede birbirine bağlayan en güçlü çözücüdür.
Dolayısıyla bu hikâyedeki asıl sürpriz şu: Kahkahayı kurumsal hayata sokmak, insanları 'eğlendirmek' ile ilgili değil. Onlara, en zorlu anlarda bile başvurabilecekleri, içlerindeki en güçlü dayanıklılık ve bağlantı kurma aracını yeniden hediye etmekle ilgili. Şaşırtıcı olan, neşenin bu kadar basit bir eylemle tetiklenebilen, stratejik bir güç olmasıdır.
Kahkaha, Psikolojik Güvenlik ve Yaratıcılık
Sen projelerinde, çalışmalarında kahkaha yogası öğretisini başka nelerle sentezleyip kullanıyorsun? Zor bir dönüşüm projesinde neşe sence nasıl bir güç çarpanı olabilir?

Kahkaha yogası, kurumlarda genellikle tek seanslık bir “wellbeing etkinliği” olarak konumlandırılıyor. Benim içinse bu öğreti, farklı süreçleri harekete geçiren bir katalizör ve ekipleri birbirine bağlayan görünmez bir harçtır. En çok psikolojik güvenlik ve yaratıcılık atölyeleriyle sentezliyorum.
Örneğin, zor bir geri bildirim oturumundan önce yapılan kısa bir kahkaha egzersizi, ortamın gerilimini anında düşürür; insanları savunma modundan dinleme moduna geçirir.
Bir beyin fırtınası öncesinde kullanıldığında ise, Barbara Fredrickson’ın Genişlet ve İnşa Et teorisinin de gösterdiği gibi, pozitif duygular beynin yaratıcı ve olasılıkları gören kanallarını açar. Bu nedenle kahkahayı bir amaç değil, daha derin bağlar kurmayı ve daha cesur fikirlerin ortaya çıkmasını mümkün kılan bir “izin ortamı” olarak görüyorum.
Neşe Kültürü: Zor Zamanlarda Ekipleri Ayakta Tutan Enerji
Zor bir dönüşüm projesinde ise neşe, bir “iyi hissetme” lüksü değil, kritik bir güç çarpanıdır. Çünkü dönüşümün en büyük düşmanı, belirsizlikten doğan korkudur; neşe ise bu korkunun en güçlü panzehiridir. Kolektif neşe, ekiplerin stres altında dayanıklılığını artırır, adeta ortak bir deşarj valfi gibi çalışır.
Aynı zamanda, en zor anlarda dahi birlikte gülebilen ekipler arasında sarsılmaz sosyal bağlar oluşur; bu bağ, krizlerde ekibin dağılmasını engelleyen bir şok emicidir. Ve en önemlisi, neşe, ekiplerin zihinsel çerçevesini “problem odaklı” dar bir tünelden “çözüm odaklı” geniş bir perspektife taşır.
Kısacası neşe, dönüşümün ciddiyetinden bir kaçış değil, o ciddiyeti sürdürülebilir, insani ve nihayetinde başarılı kılan enerjinin kendisidir.
Birlikte Gülmek İçin Ritüeller
“Birlikte gülmek” kültürünü oluşturmak için aklında şu an bile yapabileceğimiz ufak ritüeller var mı?

Biri hemen bugün uygulamaya alınabilir, diğeriyse bir proje olarak ele alınabilecek 2 öneri aklıma geliyor:
İlki, haftalık ekip toplantısında “Haftanın En Neşeli Anı”nı paylaşmak olabilir. Her hafta bir ekip üyesi iş veya özel hayatında yaşadığı neşeli bir anı, komik bir olayı kısaca anlatabilir. Bu, ortama hem neşe getirecek hem de insanların insani yönlerini paylaşmasına alan açacaktır.
İkincisi ise, “CxO Çırak Oluyor” projesi başlatmak olabilir. Bu, hiyerarşiyi tamamen altüst eden, bol kahkaha garantili bir ritüel olacaktır. Ayda bir kez, sadece 1 saatliğine, CEO veya bir C-seviye yönetici, bir çalışanın veya bir ekibin "çırağı" olur. Ancak bu çıraklık, işle ilgili bir konuda değil, tamamen eğlenceli ve iş dışı bir yetenekte gerçekleşir.
Örneğin, CEO, bir yazılımcıdan temel bir gitar akoru basmayı öğrenmeye çalışabilir, pazarlama ekibinin genç bir üyesinden kurum içi bir kampanya için komik bir TikTok dansı figürü öğrenebilir veya bir mühendisten zeybek oynamanın inceliklerini kapmaya çalışabilir.
Liderin Kendine Gülmesi Kültürü Nasıl Dönüştürür?

Bu ritüelin gücü, statüleri tamamen tersine çevirmesinden ve lideri acemi, kırılgan ve "eğlenilebilir" bir pozisyona sokmasından gelir. Bir CxO'nun gitar çalmaya çalışırken akortları karıştırması veya bir dans figürünü becerememesi, izleyen ekip için doğal ve samimi bir kahkaha kaynağıdır. Liderin kendine gülebilmesi, ekibin de onunla birlikte rahatça gülebilmesini sağlar.
Bu, planlanmış bir "eğlence etkinliği"nden çok daha organiktir. Ortaya çıkan komik anlar ve ortak kahkahalar, haftalarca anlatılacak pozitif hikâyeler yaratarak "birlikte gülme" kültürünü en tepeden başlayarak tüm organizasyona yayar.
Unutulmaz Bir Kahkaha Deneyimi: 700 Kişiyle Zirvede
Bu kadar kahkaha demişken, kalabalık iş insanı topluluklarıyla yaşadığın, bizimle paylaşabileceğin kahkahaya doyduğunuz ve unutamadığın bir deneyimin var mı?
Kurumlarda yaptığımız kahkaha yogası seanslarının hemen hemen hepsinde kahkahaya doyuyoruz. Pratiği kendine uygun bulmayan katılımcıların bile büyük çoğunluğu, akışta bedenlerindeki katılığı kırmanın bir yolunu deneyimleyebiliyorlar. Mesele gerçekten istemek, yaşanan anın içinde tüm kimliklerden bağımsız kalabilmek ve biraz gevşemekle ilgili…

En unutamadığım deneyime gelirsek; böyle bir deneyimi 2022 yılında PERYÖN Ege’nin düzenlediği Cesaret temalı 17. Ege İnsan Yönetimi Zirvesi’nde yaşadım. Zirvenin ikinci gününe, “Güne Neşeli ve Cesur Bir Başlangıç” mottosuyla, 700+ katılımcıyla kahkaha yogası yaparak başladık.
Bu katılımcılar; şirket sahipleri, genel müdürler, üst ve orta düzey yöneticiler, başta insan kaynakları olmak üzere farklı fonksiyonlarda çalışan profesyonellerden oluşuyordu. Salonda hep birlikte yarattığımız enerji şahaneydi. Sonrasında gün daha kolay, daha neşeli ve daha zinde aktı. Bunu hem kendi hislerimde hem de sonrasında aldığım cömert geri bildirimlerde açıkça gördüm.
Bir sonraki hafta Bonus bölüm geliyor ve Spekülatif Dizayn’a dalıyoruz!
Fotoğraflar Pexels.com'dan alınmıştır ve RDNE Stock project, Tima Miroshnichenko, Mikhail Nilov, Rene Terp isimli sanatçılara aittir.
.png)



Yorumlar