top of page

Hayal Gücünü İşe Almak: Gelecek Tahmin Edilmez, İnşa Edilir

  • Yazarın fotoğrafı: Nida Ayça Onur
    Nida Ayça Onur
  • 1 Tem
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 9 Tem

Gelecek Tahmin Edilmez, İnşa Edilir
Gelecek Tahmin Edilmez, İnşa Edilir

 

T: Çoğu kurum geleceği ‘öngörmeye’ çalışıyor ama senin işin biraz daha hayal ederek ‘inşa etmeyi’ öneriyor gibi. Spekülatif tasarımı bu noktada nasıl bir araç olarak kullanıyorsun?


A: Geleceği düşünmeye dair çok değerli ve önemli bir bakış açısına dikkat çekmişsin Tuğçe'cim.


Alternatif Gelecekleri Düşünmek


Hawaii Üniversitesi'nde Gelecek Çalışmaları Merkezi'nin kurucusu ve gelecek çalışmalarına yön veren öncü figürlerden birisi olan Jim Dator ““The future cannot be predicted because the future does not exist.” der ve açıklar: “Tahmin edilebilecek 'dışarıda' tek bir gelecek yoktur. Öngörülebilecek ve bir dereceye kadar önceden deneyimlenebilecek çok sayıda alternatif gelecek vardır.”


Spekülatif Dizayn ile çalışırken biz de geleceği tek bir yol olarak değil, çoklu olasılıkların bir araya geldiği dinamik bir yapı olarak düşünüyoruz. Buradan bakıldığında spekülatif dizaynda amacımız daha az olası olanlar da dahil olmak üzere çoklu olasılıkları keşfetmek, böylece hangi geleceklerden kaçınmak istediğimizi, hangilerini yaratmak istediğimizi araştırabilmek ve inşa edebilmek.


Bu noktada spekülatif dizayn bir öngörülebilirlik çalışması olmadığını söyleyebiliriz. Yani yüzde kaç olasılıkla neyin olacağına dair bir model sunmak yerine alternatif gelecekleri çok daha geniş ve sınırın olmadığı bir bakışla tarıyoruz.


T: Mesela bir kurumla çalışırken, henüz var olmayan ama mümkün olan deneyimleri birlikte tasarlamak nasıl bir süreç?


A: Alternatif gelecekleri düşünürken ve tercih edilebilir gelecekleri tasarlarken kullanılan sistemli bir süreç var.


Spekülatif Tasarım Süreci


Süreç boyunca, bugünle gelecek arasında bilinçli bir gerilim kuruyor ve bu gerilimden anlamlı içgörüler çıkarmaya çalışıyoruz. Burada ne sadece veriye ne de yalnızca sezgiye yaslanıyoruz.



Her şey, görünenler kadar görünmeyenleri de anlamaya çalışmakla başlıyor. Sonrasında, olasılıkları sorgulayan yaratıcı keşifler eşlik ediyor sürece. En sonunda ise, bu keşifleri bugüne ait stratejik yönelimlere dönüştürebilecek adımlar atılıyor.


Bu yaklaşımda kullandığım araçlar, çoğu zaman sorulardan, gelecekteki karakterlerden ve senaryolardan besleniyor. Ama mesele araçlardan çok, neyi sorduğumuz ve neyi sorgulatacağımız.


O yüzden çalışma sistemli olsa da araçlar her zaman sabit değil. Analitik ve sezgisel tüm algılarımızı açarak çalışıyoruz. Çalışmanın doğasına, süresine ve ekibin ritmine göre değişen yollar izliyorum. 


Ben spekülatif dizayndaki tasarım sürecini bir yöntem olarak değil, bir tavır olarak da benimsiyorum. Geleceği tasarlamaktan öte, onunla düşünmeyi öğrenmek...


T: Katılımcılarda nasıl zihinsel açıklıklar yaratıyor bu yöntem?


A: Spekülatif tasarım, her şeyden önce insanın düşünce alanını genişletiyor. İnsanlar, alışılmış kalıpların dışına çıkmayı, bildik çözümler yerine henüz denenmemiş olasılıkları görmeyi öğreniyor. Belirsizlikten kaçmak yerine onunla birlikte düşünmeye başlıyorlar.


Katılımcıların Gözünden Spekülatif Dizayn


Katılımcılardaki etkisine dair bu sorunu en son Geleceğin Çalışan Deneyimi Atölyesi’ne katılan birkaç arkadaşımız en iyi şekilde yanıtlayacaktır :) CSAT’i 5/5, NPS’i 100 olan atölyemizden bazı yorumlar:


“Normların dışında düşünerek alternatif gelecekler yaratabilecek olmanın heyecanını yaşattınız bize, güzel bir filmin fragmanını izledik sanki:)” - Elif Baydar, Müşteri Deneyimi Müdürü


“Geleceğe doğru ilham veren bir bakış açısı!” - Çetin Aytaç, Profesyonel Koç


“Geleceğin normlarını konuşurken aslında kendi değerlerimizi ve kaygılarımızı da yeniden tanımladığımızı fark ettim. Bu yönüyle atölye, hem bireysel hem de kolektif bir farkındalık süreciydi. Senaryo temelli çalışmak, bugünün alışkanlıklarının ne kadar sorgulanabilir olduğunu gösterdi. Özellikle “çalışmak” kavramının sabit bir kalıp değil, sürekli evrilen bir deneyim olduğunu fark ettim.” - Ertan Seyit, Kıdemli Ürün Geliştirme Mühendisi



“Atölyede en çok etkilendiğim şey, geleceği düşünürken sadece meslekleri, sistemleri ya da teknolojiyi değil; duygularımızı, kaygılarımızı ve özlemlerimizi de masaya yatırmamız oldu. “Geride kalma” korkusunu hep birlikte dile getirebilmek, bence çok insani ve dönüştürücü bir andı. Ayrıca, geleceği sadece konuşmakla kalmayıp, aktif olarak “tercih edilebilir bir gelecek” inşa etmeye başlamamız beni çok motive etti. Bugünden geleceği hayal etmek, kendi yolculuğumda bana bir yön verdi. Kendi adıma, bu tür deneyimlerin sadece bilgi değil, yön ve cesaret de verdiğine inanıyorum.


Bu atölyeden edindiğim en büyük kazanım; geleceği konuşmanın, hayal etmenin ve birlikte şekillendirmenin gücünü hissetmek oldu. Özellikle kendi yürütmeye çalıştığım atölye ve akademi modeliyle ilgili düşüncelerimin, deneyimli bir ekibin bakışıyla kesişmesi ve şekillenmesi bana çok değerli fikirler kazandırdı. Atölyenin ilk bölümünde yaptığımız “geleceğin çalışan deneyimi” egzersizini bir pusula olarak tanımlıyorum. Artık etiketlerin, hiyerarşilerin, tanımlı rollerin değil; anlamın, bağımsızlığın ve birlikte yaratmanın değerli olacağı bir döneme giriyoruz. " - İrem Yaşa, Girişimcilik ve İnovasyon Projeleri Uzmanı


Spekülatif dizayn ile çalıştığımız bir tahmin oyunu değil.

Spekülatif dizayn atölyeleri, geleceğin olasılıklarını konuşmak, dinlemek ve birlikte yaratmak için bir alan sunar. Geleceği bilinmez, zor düşünülen veya sonucu belirsiz bir şey olarak görmek doğru olmaz. Gelin, aklımızdaki “gelecek” kavramını birlikte esnetelim ve ona yeni bir şekil verelim.







Görseller pexels.com'dan alınmış Ketut Subiyanto ve Pixabay isimli sanatçılara ait fotoğraflardır.


 
 
 

Comments


bottom of page