top of page

Genom, Konnektom, Nietzsche, Fenomenoloji ve Spekülatif Dizayn - Bölüm 2

  • Yazarın fotoğrafı: Nida Ayça Onur
    Nida Ayça Onur
  • 7 Oca
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 27 Mar

ree

Bu bölümde, Nietzsche'nin "Üst İnsan" kavramı ile spekülatif tasarımda öne çıkan değerler arasındaki bağı ele alıyoruz. Ayrıca, bir hekim olan Nilhan'ın, Husserl'in fenomenolojisini temel alarak "hasta-hekim" ilişkisini bugün ve gelecekte nasıl yeniden yorumlayabileceğine dair yaklaşımını keşfedeceksiniz.




Eleştirel Tasarım

İnsanın bir ‘’spekülatif tasarım’’ olduğuna dair yaklaşımın, etkileyici bir bakış açısı, teşekkür ediyorum bu harika perspektif için. Biraz eleştirel tasarım ve felsefe ile devam etmek istiyorum.

Seninle bu röportaj dışındaki sohbetlerimizde Nietzsche’nin birey ve toplum anlayışı, üst insan, güç istenci gibi kavramları ile spekülatif dizaynın bağlantısını kurmaya çalıştım.

Öncelikle her iki tarafta da mevcut normlara radikal bir eleştiri görüyorum. Spekülatif dizaynda yeni bir anlam arayışı, mevcut gelenekleri yıkmak ve yerine daha tercih edilebilir bir dünya yaratmakla ilgili bir anlayış var.

Ek olarak Nietzsche'nin “üst insan” kavramında kendi değer ve anlam sistemini yaratan, otoriteyi ve sürü ahlakını eleştiren, mevcut sınırları da yaratıcılık ile aşan bir model görüyoruz.

Burada spekülatif dizaynla bağlantılı olabilecek şekilde kişinin kendi tercih edilebilir geleceğini tasarlaması çağrışıyor bende. Bunun devamında tercih edilebilir bir toplum ve gelecek tasarlamakla ilerlenebilir.

Bunun sendeki yansımasını merak ediyorum. Ne düşünürsün?


Aslında çok güzel özetledin Ayça’cığım. Nietzsche’nin felsefesi hayatımda inanılmaz bağlantılar kuruyordu ve Yalın Alpay’ın Nietzsche atölyesi ile beraber onun kitaplarını derinlemesine okuyup anlayabilme olasılığı buldum. Çünkü biliyorsundur, onun eserleri anlaşılması güç oldukça metaforik yazılmış, kapalı metinler.


Nietzsche kendisinden önceki 2500 yıllık felsefe tarihine karşı çıkar. Yani anti-Sokratçıdır. İdealar dünyası ya da öte dünya üzerine değil bilinen ve görünür dünya üzerinedir felsefesi. İnsanın her şeyi sabitleme istencine karşıdır çünkü dünyanın sürekli değiştiğini ve dolayısıyla sabitlemenin mümkün olamayacağını savunur. Bu yüzden Nietzsche, hakikatin, öznenin, varlığın, ahlakın, iyinin, kötünün hatta bilginin bile olmadığını söyler. Yani değişim sürecindeki  tüm şeylerin tanımlanamayacağını, eğer tanımlamaya kalkarsak tanımladığımız şeyin tanımladığımız andan itibaren çoktan değiştiğini söyler. Hiçbir şey kendisine özdeş değildir onun felsefesinde.

 

Zamana bırakılan her varlık ‘’oluş’’a dönüşür Nietzsche’ye göre  ve hatta bu nedenle varlık kelimesini hiç kullanmaz, hep oluştan, var’’oluş’’ tan söz eder.



ree

Gerçekten bunu düşündüğümüzde, yani sanat hariç –sanat doğası gereği çoğunlukla değişimi içinde barındırır- her şey üzerinde düşündüğümüzde gerçekten de kendi içerisinde çok tutarlı geliyor Nietzsche’nin söyledikleri.  Zamanla her şey bir öncekinden farklı hale geliyor, değişiyor, dönüşüyor yani bir oluş sürecinde. Değişimle birlikte değerlerin de sürekli yıkılıp yeniden yaratılması gerektiğini söyler.

Nietzsche’nin üst insan kavramı da bu bağlamdadır. Tek bir kriteri vardır üst insan için;  “Kendi değerlerini yaratan kişi olması ve bu değerlerin görünür dünyayı olumlaması”

Kişinin kendi değerlerini yaratması ve bu değerlerini kendi değişimi/dönüşümü doğrultusunda yıkıp tekrar tekrar yaratması günümüz dünyasında ve tercih edilebilir gelecekte bence çok önemli olacak. Yani şu an dünyanın yaşadığı sıkıntıları bitirebilecek bir şey olabilir bu belki de. Çünkü yine Nietzsche’nin öne sürdüğü ‘’Perspektivizm’’’e göre mutlak bir hakikat yoktur, her şey bireysel perspektiflere bağlıdır ve tüm perspektifler aynı değerdedir. Hakikat varolan, keşfedilecek bir şey değil, yaratılacak bir şeydir ve bu da sonu olmayan bir süreçtir.


Senin de belirttiğin gibi kişinin kendi tercih edilebilir geleceğini tasarlaması önemli. Bu konuda  Spekülatif Tasarım Eğitimi’nde, bizi gruplara ayırdığın, kişisel deneyim ve sinyallerimizden yola çıkarak oluşturduğumuz persona ve tasarladığımız ürün, hizmet workshop’u geldi aklıma.


Her birimizin yaşamdaki deneyimleri ve geleceğe dair algıladığı sinyalleri farklı. Bu konuda, eğitimde bahsettiğin Dune&Raby’nin a/b modeli ve senin de eğitimini aldığın J. Paul Neeley’nin c modeli günümüz tasarımı ile spekülatif tasarımın ögelerini karşılaştırmalı sunuyor, kendimize, içinde yaşadığımız topluma, dünyaya belirli mesafeden yani uzaklaşarak bakmamızı ve yeni değerleri bu minvalde yapılandırmamızı sağlıyor bana göre.


ree


Yine güzel bağlantılar kurdun, teşekkür ediyorum. Son bir soru: Bunlarla birlikte sen neyin geleceğini tasarlamak isterdin?


Biraz önce de bahsettiğim gibi, insanın kendi deneyimlerinden, yaşantılarından aldığı sinyaller doğrultusunda bir şeylerin geleceğini tasarlamasının etkili olabileceğine inanıyorum; hem hastalığı tecrübe etmiş bir insan hem de bir hekim olarak, fenomenolojik yaklaşıma dayanan bir hasta hekim ilişkisi hizmeti tasarlamak isterdim.

Ne demek istiyorum ?

‘’Hastalık yoktur, hasta vardır.’’ Tıpta çok kanıksanmış, her hastaya yaklaşırken akılda tutulması gereken bir klinik nosyondur.

Disease ve Illness

Yani her hastada her hastalığın tezahürü dolayısıyla tedavisi, seyri, iyileşme süreci farklıdır. Bu İngilizcedeki  ‘’disease’’ ile ‘’illness’’ sözcüklerinin anlamsal nüansı ile açıklanabilir.

Disease sözcüğünde organ, doku düzeyinde patolojik değişiklikler söz konusudur ‘’ruhsal ve sosyal yönden iyiliğin bozulması’’ hali göz ardı edilir. Illness ise kişiyi hekime gitmeye zorlayan yakınmaları, rahatsızlık duygusunu anlatmaktadır. Bu bağlamda ‘’illness’’ tanımı gereği fenomenolojik yaklaşımı gerektirir.



ree


Fenomenoloji

Fenomenoloji; felsefenin anlatmakta güçlük çekilen konusudur ancak 20. yüzyıla damgasını vurmuş bir harekettir. Kurucusu Edmund Husserl tarafından bilincin özünün bilimi olarak tanımlanmıştır.


Belirişlerle, şeylerin bize nasıl göründüğü ile ilgilidir, sözlük anlamı ise görüngübilimdir. İnsan deneyimlerinin özünü ve bilinçte deneyimi kuran anlamlı yapıları inceler. Husserl’in felsefesini hem psikolojiden hem de doğa bilimlerinden ayıran temel şey deneyimde anlama vermiş olduğu merkezi roldür.


Burada belki şu ayrımı belirtmekte de fayda var. Bilim varsayım ve önkabullere dayalıdır, deney ve gözlem gerektirir. Özne-nesne ilişkisi kurar ve dolayımlı bilgi elde eder. Örneğin sinirbilim bilincin kişinin beyninde nasıl üretildiğini 3. Şahıs bakış açısından inceler. Husserl’in amacı dolayımsız bilgiye ulaşmaktı. Felsefesinin temelini oluşturan cümle ‘’şeylerin kendisine dönmek’’ti.  Yani Fenomenoloji Deneyimin 1. Şahıs tarafından ayrıntılarıyla betimlenmesine dayanır.


Hastalık, o hastalığın deneyimidir. Anlam; hastanın hastalığı ile kurduğu ilişkidedir. Hastalık deneyiminin hasta bilincinde belirişinin, hastalığın kuruluşundaki anlamlı yapıların fenomenolojinin kavramlarıyla incelenmesi fikri beni çok heyecenlandırıyor.


Bu çok çok uzun bir sohbetin konusu olabilir Ayça’cığım. Benim de üzerinde okuduğum, dinlediğim, anlamaya çalıştığım adanmışlık gerektiren bir felsefi yaklaşım çünkü.



ree


Hastalığa ve Hasta- Hekim İlişkisine Fenomenolojik Yaklaşım

Husserl tarafından Transandantal epoke ya da fenomenolojik indirgeme olarak adlandırılan kavram; zihnin bütün önyargı ve kabullerini askıya (paranteze) almak demek. Bunun gözetildiği bir hasta hekim görüşmesi, hastanın kendi hastalık deneyimi üzerine refleksiyonunu (derin düşünme, hastalığının bilincine hastanın kendi bilinciyle bakması)  gerektirir dolayısıyla bu tarz görüşmeler hastanın hastalığı ile kurduğu ilişki açısından terapötik olabilir. Dahası bu görüşmeler öznel deneyimler doğrultusunda hastalık/sağlık tanımlarını bile değiştirebilir.

Husserl’in Fenomenolojisi ile  Sevgili Hocam Memduh Nezih Özmert’in verdiği Viktor Frankl: Varoluşçu Analiz-Logoterapi Eğitim’inde tanıştım. Frankl’ın geliştirdiği Logoterapi öz ve anlam odaklı bir terapi ekolü. Bu bağlamda, Fenomenolojik yaklaşımın klinik açıdan ne olduğunu ilk olarak Dr. Frankl’ın perspektifinden anlamak büyük bir şanstı benim için.


Spekülatif Tasarım metodolojisini kullanarak fenomenolojik yaklaşıma dayanan  bir hasta-hekim ilişkisi tasarlamayı isterim. Bu tasarımı Tıp Fakültesi ve Tıpta Uzmanlık Öğrencilerine anlatmayı özellikle içinde bulunduğumuz Yapay Zeka Çağ’ında sağlıklı/hasta-hekim ilişkileri açısından elzem buluyorum. Ayrıca tasarladığım bu hizmetle kanser ya da kronik hastalık tanısı almış hastalara da yardımcı olabilmeyi çok isterim.



Sen bu bilgi birikiminle, spekülatif tasarımla ilgi duyan insanlara da fayda sağlayacak neler önerirsin?


Açıkçası bu eğitim hem çok kişiselleştirilebilir -yani kişi kendisiyle ilişkisini ve kendi tercih edilebilir geleceğini tasarlama  sürecinde kullanabilir-, hem de topluma çok faydası olabilecek bir hizmetin tasarlanmasında kullanılabilir. Ben disiplinlerin birbirleriyle ilişkilerini ve farklı disiplinlerin bir araya gelerek yaptıkları üretim ve hizmetleri çok önemsiyorum.


Çünkü bu bir yaklaşım ve gerek bireysel gerekse toplumsal birçok yeni ufuklar açabilir. Belirsizlikle baş etmekte çok faydalı bir paradigma olabilir Spekülatif Tasarım. Ve bu paradigmayla çok farklı alandan, disiplinden insanların bir masada oturup, saatlerce konuşup belki bir bilimsel çalışma, belki bir sanat eseri ve hatta belki de bir deneyim tasarladığı dönüştüren ürünleri, hizmetleri hayal ediyorum.


İyi ki varsın. Teşekkür ediyorum.

Ben çok teşekkür ederim. Benim için de çok keyifliydi. Bu fırsatı verdiğin için de çok teşekkür ediyorum.


Kaynaklar

1.      Türker Kılıç. Yeni Bilim: Bağlantısallık Yeni Kültür:Yaşamdaşlık ‘’Beyin Nedir?’’den ‘’Yaşam Nedir?’’e Bir Bilim Serüveni. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2021.

2.     Susan Schneider. Yapay Sen. İstanbul,Tellekt,2022.

3.     www.youtube.com/watch?v=Nz6TxrCY8GA. Pelin Dilara Çolak. Edmund Husserl ve Fenomenoloji

4.     www.youtube.com/watch?v=9AO6pciIpQk . Harun Tepe. Yönelimsellikten Yaşam Dünyası’na Husserl Fenomenolojisi Üzerine Düşünmek

5.     www.youtube.com/watch?v=7ceWwv-RK1w. Zeynep Direk. Fenomenoloji ve Dekonstrüksiyon.

6.     Matthew Burch. Phenomenology’s place in the philosophy of medicine. Theoretical Medicine and Bioethics 2023(44):209-227




 
 
 

Yorumlar


bottom of page